Bilindiği üzere vergi suçları ceza yargılamasının konusu iken vergi kabahatleri idari yargılamaya konu uyuşmazlıklar doğurmaktadır. Vergi suçları ve kabahatleri 213 sayılı Vergi Usul Kanununda tanımlanmış ve belirlenmiştir. Peki Eski TCK ile ceza kanununda birlikte bulunan suç ve kabahatleri, vergi hukukuna ilişkin dar alanda birbirlerinden birbirinden ayıran özellikler nelerdir?
Öncelikle suç ve kabahat olarak belirlenen durumların hepsinin belirlenme sebebi kamu düzeninin tesisinde bir zayıflığa düşmemek ve sağlıklı bir toplum yağısının devamını sağlamaktır. Ancak bu noktada, vergi suçlarının cezalandırılmasından amaç kamu düzenini korumak iken, vergisel kabahatlerde bu amaç idarenin egemenliğini korumak ve idari düzenin aksamaması yönünde zorlayıcı olmaktır.
Suç ve kabahate göre uygulanacak yaptırımda farklılık göstermektedir. Şöyle ki; vergi suçlarına (vergi kaçakçılığı, mükellefin özel işlerini yapma, vergi mahremiyetini ihlal) karşılık yaptırımlar adli cezalar (hapis ve adli para cezası) iken, vergisel kabahatlere (özel usulsüzlük, birinci derece usulsüzlük, ikinci derece usulsüzlük, vergi ziyaı) yönelik yaptırımlar idari yaptırımlar olacaktır.
Bu yaptırımların usulü de doğal olarak farklılık göstermekte, vergi suçlarına ilişkin olarak ceza usul kuralları uygulanırken, idari yaptırımlara yönelik olarak ise idari usuller uygulanmaktadır. Dolayısı ile bir vergi suçu suçlaması ile karşı karşıya kalmanız halinde vergi hukuku uzmanlığı ve ceza yargısı pratiği yüksek bir vergi avukatı ile hakların aranması faydalı olacaktır.
Vergi suçları, taksirle işlenebilen suçlardan değildir. Bu noktada suçun manevi unsurunun tam olması gerekmektedir. Ancak vergi kabahatleri, ihmali yahut taksirle de ortaya çıkabilir. Özellikle vergi uygulamalarında çok görülmekte olan kasıt dışı kabahatlere uygulanan idari yaptırımlar vergi yargısının önemli miktarda iş yükünü oluşturmaktadır.
İki grup arasındaki en büyük fark ise teşebbüs konusunda ortaya çıkmaktadır. Dediğimiz gibi vergi suçlarının cezalandırılmasının ana sebebi kamu düzenini sağlamaktır. Bu halde, vergi suçu teşebbüs aşamasında kalması halinde dahi cezalandırılacaktır. Örneğin, naylon fatura kullanan ve bu amaçla vergi kaçırmayı amaçlayan mükellefin, tüm bunlara rağmen kamuyu bir vergi zararına uğratmamış olması mümkündür. Fakat bu haliyle, amacına ulaşmamış olduğu değerlendirilerek suçun oluşmadığı düşünülemez. Teşebbüs ile birlikte suç gerçekleşmiş ve naylon fatura düzenleme ya da kullanma suçu ortaya çıkmıştır. Ancak vergisel kabahatlere ilişkin olarak teşebbüs aşamasında ortaya çıkabileceği hususu değerlendirilemez. Bu hususların bir uzman vergi avukatı tarafından değerlendirilmesi yararlıdır. Elbette Kabahatler Kanunun 13. maddesinde düzenlenmiş haller saklı tutulmaktadır.
Avukat Murat OBAY
Vergi Hukuku Uzmanı