İdari davalar, idarenin kamu gücü ayrıcalıklarını kullanarak gerçekleştirdiği işlemlerinden doğan ve idari yargı’nın görev alanında kalan dava türleridir.
İdari davalar, İdarî Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinde; iptal davaları, tam yargı davaları ve idari sözleşmelerden doğan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olarak sayılmıştır.
İptal Davası
İptal davası, idarenin hukuka aykırı işleminin iptali yoluyla idarenin hukuka uygun işlem tesis etmesini sağlamaya yönelik bir davadır. İptal davası’nın amacı ise idarenin tek yanlı hukuki işlemlerinin hukuka uygunluğunu denetlemek ve bunlardan hukuka aykırı olanları iptal etmektir. Bir vergi avukatı ödeme emrinin iptali, vergi cezasının iptali vb. amaçlarla bu dava çeşidini uygulayacaktır.
İptal davası neticesinde, idari işlemi denetleyen idari yargı’nın (vergi mahkemesi) işlemin geçerliliğine ilişkin bir sakatlık tespit etmesi halinde, işlemi (vergi cezası, ödeme emri, vergi ihbarnamesi vb.) bütün hüküm ve sonuçlarıyla birlikte ortadan kaldıracak olan iptal kararı verilecektir.
İptal Davasının Özellikleri
Bu dava türü sadece, idari işlemlere karşı uygulanabilir, yukarıda saydığımız idari sözleşmeler ile idari eylemlere karşı bu yol kullanılamaz.
İptal davasına konu işlemin kesin ve icrai nitelikte olması zorunludur, idari yargı (vergi mahkemesi) bu işlemin hukuka uygunluğunu denetleyecektir. Yani bir vergi avukatı idari yargıda açmış olduğu iptal davası ile işlemin hukuka uygunluk karinesini çürütmeyi amaçlamayacaktır.
İptal davasının genel düzenleyici işlemlere karşı açılmış olması halinde verilecek karar herkesi bağlayacak olmasına karşın, bireysel işlemlere ilişkin verilmiş bir karar ancak davanın tarafını bağlayacaktır. Ayrıca genel düzenleyici işlem hakkında verilecek bir iptal kararı ile işlem kendiliğinden ortadan kalkmakta iken bireysel işleme karşı verilecek bir iptal kararının ortadan kalkması için, idarenin yargı kararı doğrultusunda işlem yapması gerekmektedir. Örneğin bir vergi avukatı tarafından açılmış bir ödeme emrinin iptali davası sonucu verilecek iptal kararının, vergi dairesi tarafından karar doğrultusunda kaldırılmasına kadar ödeme emri işlemi ortadan kalkmayacaktır.
İptal Davasının Sonuçları
İptal davası sonucunda verilecek ret kararı; iki anlam taşıyacaktır. Bunlardan biri işlemin iptalinin talep edilmesi için gereken koşulların gerçekleşmediği iken diğeri işlemin hukuka uygun olduğu kanaatidir. İşlemin iptalinin talep edilmesi için gereken koşulların gerçekleşemediği gerekçesi ile iptal davasının reddedilmesi haline özellikle vergi davalarında sıkça rastlanılmaktadır. Uzmanlık gerektiren vergi davası, bu konuda uzmanlaşmamış bir avukat tarafından açılmış ise, gereken koşulların oluşmadığından bahisle reddedilmektedir. Konusunda uzman bir vergi avukatı tarafından açılacak vergi davalarında bu risk daha az olacaktır. Ancak, gereken koşulların oluşmadığından bahisle reddedilen davaya karşı koşullar sağlanarak yeniden dava açılabilecektir. Diğer taraftan işlemin hukuka uygunluğu kanaatiyle reddedilen davaya karşı yeniden dava açılabilmesi söz konusu değildir. Ancak bu ret kararı üçüncü kişileri bağlamayacaktır. Yani işlemin hukuka uygunluğu sebebiyle reddedilmiş bir dava olmasına rağmen üçüncü kişiler tarafından aynı işleme karşı dava açılması mümkündür. Örneğin, bir limited şirket ortaklarına vergi borcu ile ödeme emri tebliğ edilmiş ve bu ortaklardan birinin açtığı bir iptal davası hukuka uygunluk gerekçesi ile reddedilmiş olsa dahi, diğer bir ortak kendi adına yeniden ödeme emrinin iptali davası açabilecektir.