Hukuk devletinin başta gelen zorunlu unsuru, devletin faaliyetlerinin yargısal denetim altında bulunmasıdır. İdari yargı bunun için oluşturulmuş ve idarenin vergi uygulamalarının denetlenmesi için de vergi yargısı ihdas edilmiştir.
Vergi idaresi, yasa koyucu tarafından konulmuş kurallara uymakla yükümlü iken, kendi koymuş olduğu tüzük, yönetmelik, tebliğ ve genelgeler gibi kurallara da uymak zorundadır. Vergi idaresi ile mükellefler arasındaki çoğu uyuşmazlık bu iki kural koyucunun kuralları arasındaki çelişkilerden kaynaklanmaktadır. Bu sebeple, vergi idaresine karşı açılacak davalarda, normlar hiyerarşisi kavramına hâkim ve hukuk nosyonu sahibi bir vergi avukatı eliyle temsil bir zorunluluktur. Yalnızca idarenin gözünden konuya bakış imkânı bulunan ve hukukçu olmayan kişiler eliyle sürdürülen dava süreçleri mükelleflerin giderilemez zararlar ile karşılaşmasına sebep olmaktadır.
İdarenin kurallara uygun davranmasını sağlamak amacıyla kurulan vergi yargısı, idarenin işlemlerini gerçekleştirirken hukuk kurallarına uygun davranmak zorunluluğu sağlama görevi görmektedir. Adli yargının aksine, iki eşit kişi arasında gerçekleşmeyen vergisel uyuşmazlıklarda vatandaşların da korunması önem arz etmektedir. Zira yurttaşın karşısında bulunan tüm kamu gücünü elinde bulunduran devlet idaresi olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu noktada, teknik bir alan olan vergi hukuku ve vergi davalarında, konuda uzman bir vergi avukatının eliyle yürütülecek süreç, hukuk ve adaletin tesis etmesi açısından büyük önem taşımaktadır.
Av. Murat OBAY (LL.M.)
Vergi Hukuku Bilim Uzmanı