Vergi hukukunda sözleşmeden doğan sorumluluk halleri istisnai olarak düzenlenmiştir. Şöyle ki, 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 11. Maddesinde “AATUHK’nın 10. Maddesine göre teminat sağlayamayanlar muteber bir şahsı müteselsil kefil ve müşterek müteselsil borçlu gösterebilirler.” Hükmü ile istisnai olarak vergi borçlusunun kefil göstermesine imkan tanımaktadır. Kefil olan kişi ise, teminat istenmesine rağmen verilemeyen borçlardan tıpkı mükellef gibi sorumlu tutulacak be aynı usullere göre kendisine vergi idaresi tarafından tahsil için yönelmesi olanaklı olacaktır.
Bir diğer istisna da, Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 18, 19 ve 20. Maddelerinde düzenlenmiş olan, işi devralanın sorumluluk hali olarak karşımıza çıkmaktadır. Şirketlerin birleşme, bölünme, devir ve şekil değiştirme hallerinde yeni şirket devraldığı şirketin vergisini ödemeyi taahhüt edebilir. Bu durumda yeni tüzel kişi, eski kurumun doğmuş ve doğacak vergi borçlarından sorumlu olmayı kabul ve ödemeyi taahhüt eder. Bu halde de, yeni tüzel kişi tıpkı eskisi gibi takip yolları ile takip edilebilecek ve vergi borcunun kendisinde tahsili imkanlı olabilecektir.
Taahhüt edilen vergi borçlarının tahsili aşamasında vergi mükelleflerinin vergisel bir hataya uğramamaları için konusunda uzman bir vergi avukatı vasıtasıyla işlerini takip yoluna gitmelerinde hukuki yarar bulunmaktadır.
Av. Murat OBAY (LL.M.)
Vergi Hukuku Bilim Uzmanı