Cumhuriyet başsavcılığı vergi kaçakçılığı suçunun işlendiğinden, idarece yapılan bir vergi incelemesi sonucunda vergi suçu raporu ile ya da diğer bir kişi tarafından gerçekleştirilen ihbar ile haberdar olur.
- Vergi İncelemesi
Devlet bütçesinin yegâne gelir kaynağı vergidir. Devletin egemenlik sahasında bulunan özel ve tüzel kişilerin malvarlığına el atarak kendi hazinesine aktarılan bir değerdir. Mal varlığına el atılanlar, devletin cebir gücüne dayanarak talep ettiği bu değeri vermemek için kimi zaman bir çaba içine girmektedirler. Bu noktada devreye vergi denetimi kavramı girmektedir.
Vergi denetimi kavramı, vergi incelemesini de içeren bir üst kavramdır. Bu bağlamda en geniş anlamda vergi denetimi, yoklama, beyanname revizyonu, teftiş ve vergi incelemesini de kapsayan bir üst kavram konumundadır.
Vergi incelemesinden amaçlanan, VUK’un 134. Maddesinde belirtildiği gibi; ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak tespit etmek ve sağlamaktır.Bilindiği üzere vergi ödevinin çoğu, beyana dayalı olarak yerine getirilmekte, bu hal de verginin ödenmesini mükelleflerin rızasına teslim etmektedir. Bu durumda, sağlıklı bir vergi tahsilatı gerçekleşebilmesi için ortaya çok fazla değişken çıkmaktadır. Vergi sisteminin başarısı, toplumun sahip olduğu vergi bilinci, kamu hizmetlerinden memnuniyet, kamu hizmetlerinden yeteri kadar fayda sağlandığına dair inanç ile orantılı olarak değişiklik gösterebilir.
Amaç olarak belirttiğimiz, ödenmesi gereken verginin doğruluğunun tespit edilmesi hususu, vergi eksik ödenmiş ise bunu tamamlamak olduğu gibi, fazla alınan vergi var ise bunun mükellefe geri verilmesi yönünde bir işlem yapmayı da kapsar.
Kanunun tereddüde yer bırakmayan ifadesinden anlaşıldığı üzere, inceleme ödenecek verginin doğru olup olmadığını araştırmanın ötesine taşınamayacak, başka bir amaçla vergi inceleme işlemi gerçekleştirilemeyecektir.
Vergi incelemesi kişi yönünden, ücret geliri sağlayanlar hariç tutularak bütün mükellefleri kapsamaktadır. Konu yönünden ise, genel bütçeye giren tüm vergi kalemleri, vergi incelemesi kapsamındadır. VUK. m. 3’te belirlendiği üzere, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti yemin hariç her türlü delil ile ispatlanabilir.
İdare hukuku çerçevesinde değerlendirildiğinde, vergi incelemesi bir idari işlem olmakla beraber, asıl amaç olan vergi tarhına yönelik olan bir usûli işlemdir. Gerçekleştirilmek istenen asıl işlem için bir soruşturma eylemi olarak değerlendirilmelidir.
Vergi incelemesi neticesinde hazırlanacak raporlar ile mükellefler ağır vergi ve cezaları ile karşı karşıya kalabilmektedir. Bu sebeple, hem vergi incelemesi sürecinde hem de inceleme neticelendikten sonra hakların en iyi şekilde korunabilmesi için vergi hukuku ve vergi davaları alanında uzman bir vergi avukatı ile süreci değerlendirmeleri yararlarına olacaktır.
1.1- Zaman
VUK m.138’de belirlenen inceleme zamanı, sonucu alınmamış yıl dâhil olmak üzere zaman aşımı süresi sonuna kadar olan zaman aralığını kapsar.
Peki zamanaşımı süresi nedir; VUK m. 114’de açıklandığı üzere, vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından başlayarak beş yıl içinde tarh ve mükellefe tebliğ edilmeyen vergi zamanaşımına uğrar.
Dolayısı ile tebliğ bu süre içinde gerçekleştirilmiş olmalıdır. Elbette ilanen yapılan tebligatlar da durum farklı olacaktır. Bilindiği üzere VUK. m. 106/2 gereği, ilanen yapılan tebligatlar, ilanın gerçekleşmesinin ardından başvurularak tebliğ gerçekleşmemesi halinde bir ayın sonunda tebliği edilmiş sayılır. Bu durumda ilan, en geç zamanaşımı süresinin dolmasından bir ay evvel verilmiş olmalıdır.
İlgili maddede, belirtildiği üzere inceleme yapılmadan evvel mükellefe bildirimde bulunulma zorunluluğu olmadığı gibi yapılmış bir inceleme olması, yeni bir inceleme yapılmasına engel teşkil etmemektedir.
1.2- Yer
VUK. m. 139’da belirlenen inceleme yeri, esas olarak incelenecek olan mükellefin işyeridir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında açıklandığı üzere istisnaları vardır. Şöyle ki; yerin uygun olmaması, ölüm, işin terk edilmiş olması veya mükellefin istemesi gibi sebepler bulunması halinde inceleme dairede yapılabilecektir.
Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarına baktığımız zaman, yüksek mahkeme istisna hallerinin varlığı araştırılmadan daireye istenen defterlerin ibraz edilmemesini suç saymamaktadır.
Yargıtay inceleme yeri ile ilgili olarak, ikileme yer bırakmadan kanuna tam uyum halinde kararlar vermektedir[1].
1.3- Süre
VUK. m. 140’da belirlendiği üzere, vergi incelemesi belirli bir süre içinde bitirilmelidir. Sınırlı inceleme halinde altı ay, tam inceleme halinde ise bir yıl içinde incelemenin tamamlanması gereklidir. Aksi durumda, inceleme elemanları bağlı bulundukları birimden altı ayı geçmemek üzere yeni süre talep edebilirler. Böyle bir durumda, inceleme altında bulunanlara da neden incelemenin süresi içinde bitirilemediğinin bilgisini yazılı olarak vermelidirler.
Aramalı incelemelerde ise bu süre üç ay ile sınırlıdır, bu süre içinde bitirilmesi mümkün olmayan durumlarda sulh ceza yargıcının kararı ile sürenin uzatılması mümkündür[2].
1.4- Vergi Revizyonu (Vergi İnceleme Tekniği)
Vergi inceleme tekniği, diğer adı ile vergi revizyonu, oluşup oluşmadığı hakkında şüphe bulunan verginin ortaya çıkarılması için başvurulan tüm yasal araştırma yöntemlerini kapsayan bir tekniktir. Vergi inceleme tekniği mükelleften mükellefe değişebileceği gibi zamana ve bölgeye göre de değişiklik gösterebilir.
Esas olarak bu inceleme defterleri merkez alarak, merkezden çevreye genişleyen bir şekilde devam eder. Defterler hem şekli yönden hem de muhasebe hata ve hilesi bulunup bulunmadığının tespiti yönünden incelenir.
Tüm belgelerin incelenmesinin dışında, vergi ile ilgili olaya taraf olduğu düşünülen ilgililerin ifadesine başvurmak ve arama yapmak gibi teknikler de mevcuttur.
Bu tekniklerin ortaya çıkacak rapor ve tahakkuk edecek vergiye bir etkisi yoktur. Bu tekniklerin uygulanmasından amaç vergiyi doğuran olayın ispatının yapılabilmesidir.
2- Vergi Suçu Raporu
Diğer kısımlarda belirteceğimiz üzere, vergi suçunun inceleme elemanları vasıtası ile Cumhuriyet savcılığına bildirilmesi dava şartı olduğu için, vergi incelemesinin ve bu incelemenin neticesinde düzenlenen vergi suçu raporunun vergi kaçakçılığı suçlarının soruşturulmasına yönelik olarak, ceza muhakemesinde kıymetli bir yeri bulunmaktadır.
Vergi incelemesi sırasında VUK’un 359. maddesindeki suçların işlendiğini tespit eden inceleme elemanları ilgili suça dair belge ve kanıtları tutanak altına alacaklar[3] ve bu belgeleri kendi ukdelerinde bulundurarak geri teslim etmeyeceklerdir. Bu sebeple vergi suçu raporu: suçu oluşturan olayların incelenmesi, suçun işleniş biçimi, fail ve iştirak edenlerin isimleri ve ilgili mevzuatı ihtiva etmektedir.
Vergi suçu raporu, vergi suçunu tespit eden, bu konuda incelemeye yetkili memurun mütalaasını içeren bir belgedir.
Vergi suçu raporunu alan Cumhuriyet savcılığı, uygulamada vergi suçu raporuna genellikle bir ekleme yapmadan iddianamenin ekine eklemekte ve yıl bazlı olarak mükellefler aleyhine ağır cezalar verilebilmektedir. Sanık konumuna düşen mükelleflerin hürriyeti bağlayıcı bir ceza tehdidi altındayken, haklarının en iyi şekilde korunabilmesi için ceza hukuku pratiğine sahip, uzman bir vergi avukatından hukuki destek almaları gerekmektedir.
Av. Murat OBAY (LL.M.)
Vergi Hukuku Bilim Uzmanı
[1] “… 213 sayılı Kanunun 139/1. maddesi uyarınca vergi incelemesinin’ esas itibariyle incelemeye tabi alanın işyerinde yapılması gerekmesine, somut olayda ise aynı maddede öngörülen istisnai durumlar belirlenmeden defter ve belgelerin daireye istenildiği anlaşılmasına göre, atılı suçun yasal unsurları itibariyle oluşmadığının gözetilmemesi…” Y.9.CD. 28.01.1997 gün ve 1996/5414E., 1997/478K.
[2] İncelemenin bitmesi:
VUK. Madde 145 – Arama neticesinde alınan defter ve vesikalar üzerindeki incelemeler en geç üç ay içinde
bitirilerek sahibine bir tutanakla geri verilir.
İncelemelerin haklı sebeplere binaen üç ay içinde bitirilmesine imkan olmıyan hallerde sulh yargıcının
vereceği karar üzerine bu süre uzatılabilir.
[3] İncelemenin bitmesi:
VUK – Madde 145/3 – Defter ve vesikaların incelenmesi sırasında kanuna aykırı görülen olaylar ve hesap durumları tutanakla tesbit olunur. Mükellef bu tutanakları imzadan çekindiği takdirde, bahis mevzu olayları ve hesap durumlarını ihtiva eden defter veya vesikalar aramanın mevzuu ile ilgili vergi ve cezalar kesinleşinceye kadar kendisine geri verilmez.