İçeriğe geç

VERGİ USUL KANUNU AÇISINDAN KANUNİ TEMSİLCİLERİN SORUMLULUĞU

Vergi Usul Kanunu’nun 10. Maddesi gereğince tüzel kişiliği bulunan sermaye şirketlerinin vergi ödevleri kanuni temsilcileri tarafından yerine getirilecektir. Vergi Usul Kanunu’nda düzenlenen ödevlerin kanuni temsilci tarafından getirilmemesi halinde, mükellef ve sorumlulardan tahsil edilemeyen vergi ve buna bağlı alacaklar, kanuni temsilcinin şahsi varlığından alınabilecektir.

Kanuni temsilcinin en büyük sorumluluğunun verginin zamanında ödenmesi olduğunu söyleyebiliriz ve Vergi Usul Kanunu’na göre sorumluluk halinin kusursuz sorumluluk olduğunun belirtmemizde doğru olacaktır.

Anayasa Mahkemesi vermiş olduğu bir kararında kanuni temsilcinin sorumluluk halinin kusura dayanabileceğini belirtmiştir. Bu kusur ise vergi ödevlerinin yerine getirilmesidir. Bu halde verginin ödenmemiş olması da vergi ödevinin yerine getirilmemesi olarak değerlendirilebilecektir.

Bu noktada vergi ile ceza hukuku arasındaki farka değinmekte yarar vardır. Şöyle ki, vergi hukuku bağlamında kanuni temsilcinin kusursuz sorumluluğu kabul edilse dahi, vergi suçu kaynaklı bir ceza davasında kanuni temsilcinin sorumlu tutulabilmesi için kusur bulunması elzemdir. Zira cezanın şahsiliği ilkesi gereği vergi kaçakçılığı suçlarında kanuni temsilcinin ceza alabilmesi ancak şahsi kusuru yahut iştirakinin bulunması halinde ortaya çıkabilecek bir sonuç olacaktır. Vergi kaynaklı gerçekleşecek ceza yargılamalarında kanuni temsilcinin hukuki haklarının korunabilmesi ve hürriyeti bağlayıcı bir ceza almasının önüne geçilebilmesi için ceza hukuku pratiğine sahip bir vergi avukatından hukuki destek alması yararına olacaktır.

Av. Murat OBAY (LL.M.)

Vergi Hukuku Bilim Uzmanı

Hemen Ara